Uzun süre mutlu şekilde evli kalmış çiftlerle görüştüğünüzde birbirleri için yaptıkları fedakarlıkları unutmadıklarını fark edersiniz. Desteğe ihtiyaç duyduğu zamanlarda eşinin yanında olanlar, ömür boyu unutulmayacak bir sevgi vesilesi sağlamış demektir. Bunlar yıllar içinde yıllanıp daha da değerlenecek ve aile muhabbetine katma değer olarak geri dönecektir.
Eşleri birbirlerine yaklaştıran, sevdiren, bağlı tutan bir diğer çok önemli tutum ise olumlu şeylere odaklanmaktır. Eşindeki güzelliklere odaklanan kimse hem mutlu olur hem mutlu eder. Öte yandan hata görmeye ve bunları düzeltmeye odaklanmış kimseler çok iyi niyetli olsalar da günün sonunda kırgın, mutsuz, memnuniyetsiz bir eşle karşılaşacaklardır. Olumluya odaklanıp eşine sevgiyle, aşkla yaklaşan kimseler ara sıra olumsuzlukları dile getirse de bunlar sevgiyle söylenmiş sözler olarak algılanıp eş tarafından saygıyla karşılanacaktır.
Mutlu ve uzun bir evlilik için eşi onun hissedebileceği şekilde sevmelidir, kendi anlayışına göre değil. Bu noktada kadın ve erkek fıtratını iyi bilmek gerekir. Örneğin beylerin gün ortasında arayıp güzel bir hitabın ardından “Çok yorgunum ama sesini duyayım istedim. Seninle konuşmak, sesini duymak beni dinlendiriyor. Bana iyi geliyor” veya “Bugün seni düşündüm. Bir an hatırıma geldin…” gibi sözcükler kullanmaları hanımların muhabbetini tazeler. Yine hanım bir işle meşgul olurken sevgiyle yanına gitmek ve latifelerle sevgisini belli etmek evliliğe can katar. İsteklerin rica şeklinde ve tatlı sözlerle iletilmesi hanımların işleri daha istekle ve heyecanla yapmalarına vesile olur. Aşırı talepkar ve mecbur tutan ifadeler ise muhabbete katkı sağlamaz ve eşin ev işlerini ve diğer sorumluluklarını yük olarak görmesine neden olur.
Unutmamalı ki her evlilik ve her çift kendine özeldir. Önemli olan kadın/erkek fıtratının farklılıklarını hesaba katarak eşini güzel analiz edebilmek ve gayretle mutluluğu yakalamaktır.
Semerkand Aile Dergisi - Neslihan Beyhan
(Şubat 2020)
EmoticonEmoticon